31 Aralık 2011 Cumartesi

VEDA...

2011: ben gidiyorum.. 
.. zaman, sizi almaya geliyor!


~aziz yavuzdoğan

KARAMSAR...

hangi yönden doğar umut.. 
.. güneşi gözlerken hep, o batıya döner... 


~aziz yavuzdoğan

İYİMSER...

sen bir güvercin olduğunu düşle..
.. beklesin dursun, o boş çukur!


~ aziz yavuzdoğan

29 Aralık 2011 Perşembe

SICAK-SOĞUK...

ve dağlarda kan..
..yine kar akıyor damardan!

iki yüzü ölü insan...

~ aziz yavuzdoğan

24 Aralık 2011 Cumartesi

BAŞ DÖNMESİ...

içimizi emzirdiğimiz bıçak
dışarıdan b/akıyor...

besmelemiz kan bizim!


aziz yavuzdoğan
istanbul

19 Aralık 2011 Pazartesi

ÇİÇEKLERİN KOYNUNDAKİ GÖÇ YOLU...


yavaş yavaş bekliyorum uzak geçen yolunu
böyle okunacağız ebru ile sabırlı, yeryüzü öyküsünde
güzel atlar koşturacağız sonrasında
ustasının yazgısından doludizgin boşalan 
hele bir de kuşlar var ki; kanatları 
görmediğin gökyüzü...

ey yedi denizin kilidi!
yoksul Tanrı'mızın varlık sınavıymış bu açık kapı
insana karışacağız dedi toprak, iç içe ve dura dinlene
aşkın mührü ile
inandım... 

aziz yavuzdoğan
istanbul, 2011

17 Aralık 2011 Cumartesi

ŞU GARİBE BİR OY.. ALLAH RIZASI İÇİN...



19 Mayıs Üniversitesi'nce düzenlenen OMÜ 2. MEDYA ÖDÜLLERİ/2012 anketinin "en iyi karikatürcü" kategorisinde naçizane bizi de aday göstermişler, sağolsunlar. 

tüm dostların desteğini bekliyorum, madem.. 


şimdiden teşekkürler...

15 Aralık 2011 Perşembe

BEKLE Kİ ŞİMDİ...

ay ışığında uyansın bıraktığın..
..güneşe uzanan gölgeler!

aziz yavuzdoğan
istanbul

14 Aralık 2011 Çarşamba

KAFES...

ev dediğin 
duvar, kapı, pencere; 
barındığını sanırsın ki içinde 
oysa bilsen o barınan sır; 
kainattır senin içinde... 

aziz yavuzdoğan

12 Aralık 2011 Pazartesi


BOŞ TABUTLARIN UYKUSU...
               -bu adam ölmez/hem öldürmez sizi!
zamanın belleğinden geçer onca kadın..
..onca derin bir yaşam izi!

aziz yavuzdoğan
istanbul, 2011 aralık

5 Aralık 2011 Pazartesi

Karikatürcüler Derneği 38. Olağan Genel Kurulu Yapıldı…


genel kurul sonrası Armada Otel'de verilen akşam yemeğinde genç çizer arkadaşlarım Yasemin, Derya ve Selim ile birliteyiz...

dernek yönetiminde bir yıl daha...

3 Aralık 2011 tarihinde  TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Karikatürcüler Derneği 38. Olağan Genel Kurulu seçimlerinde yeni yönetim kurulu Metin Peker, Mahmut Akgün, Kadir Doğruer, Cem Koç ve Aziz Yavuzdoğan'dan oluşmuştur...

AYRINTILAR:




4 Aralık 2011 Pazar

“Yazısız Şeyler” karikatür sergisinin açılışı İzmir'de yapıldı…

İzmir Konak Belediyesi'nin organizasyonunda düzenlenen sergi 13 Aralık'a kadar açık kalacak... 
Karikatürcüler Derneği sekreteri arkadaşımız Aziz Yavuzdoğan, 30. sanat yılı kapsamındaki sergilerinin sonuncusunu İzmir'de gerçekleştirdi. Konak Belediyesi'nin katkılarıyla 1 Aralık Perşembe günü gerçekleşen serginin açılışını Konak Belediye Başkanlığı basın danışmanı Namık Kuyumcu yaptı. 
Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü sanat Yönetmeni Zeliha Koçoğlu'nun küratörlüğünde düzenlenen açılışa İzmirli karikatürcülerin yanısıra, Yavuzdoğan'ın İzmir'de yaşayan dostları ve sanatseverler katıldı...
AYRINTILAR:
http://karikaturculerdernegi.com/2011/12/yazisiz-seyler-karikatur-sergisinin-acilisi-yapildi/

26 Kasım 2011 Cumartesi

"YAZISIZ ŞEYLER" İZMİR'İN GÜLEN YÜZÜ KONAK'TA SERGİLENİYOR...



30. Sanat Yılım
 kapsamındaki karikatür sergilerimin yedincisi ve sonuncusu Konak Belediyesi'nin katkılarıyla İzmirli karikatürseverlerle buluşuyor...

Alsancak Kültür Merkezi'nde 1 Aralık Perşembe günü saat: 18.00'de açılışı yapılacak"Yazısız Şeyler" karikatür sergisi 13 Aralık'a kadar izlenebilecek... 

5 Ocak-4 Şubat 2011 tarihleri arasında Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi'nin katkılarıyla başlangıç alan "Yazısız Şeyler," 12-30 Mayıs tarihlerinde İstanbul Mizah Festivali kapsamında Beyoğlu'nda, 18-30 Haziran tarihleri arasında Köyceğiz Belediyesi ile Köyceğiz Sanat Evi'nin katkılarıyla Köyceğiz'de, 5-13 Eylül tarihleri arasında Altınoluk Belediyesi ile Tarihi Antandros Kentini Yaşatma Derneği'nin katkılarıyla Altınoluk'ta Tarihi Abdullah Efendi Konağı'nda, 8-30 Ekim tarihleri arasında Küçükçekmece Belediyesi'nin katkılarıyla Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi'nde, 2-15 Kasım tarihlerinde ise Ankara'da Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde sergilenmişti...



YAZISIZ ŞEYLER KARİKATÜR SERGİSİ
1-13 Aralık 2011, Konak, İzmir

Yer: Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi
Kıbrıs Şehitleri Cad. No: 12, Konak-İzmir
Tel.: 0232-422 52 36

Açılış: 1 Aralık Perşembe
Saat: 18.00

23 Kasım 2011 Çarşamba



Arkadaşım Ekrem Borazan ile birlikte, 18-20 Kasım tarihlerinde Özel Antalya Koleji'nin davetlisi olarak öğrencilerle karikatür atölye çalışması gerçekleştirdik...
AYRINTILAR:

11 Kasım 2011 Cuma

YAZGI

seni taşıyorum
yükün ağır..


"karıncaya dev düşler yakışır"
dedi Tanrı!


aziz yavuzdoğan

istanbul, kasım 2011

8 Kasım 2011 Salı

"TİN ve TEN" ELİZ EDEBİYAT DERGİSİ'NDE...


Yazar ve çizer, araştırmacı dostum Hasan Efe, İzmir'de yayımlanan ELİZ Edebiyatdergisinin 34. sayısında, lutfetmiş "Tin ve Ten" adlı şiir kitabımın bir çözümlemesini yazmış.. kendisine teşekkürlerim ve sevgilerimle...


-----

TİN VE TEN *
Hasan EFE

Yavuzdoğan’ın Tin ve Ten’i Temmuz 2011’de okurla buluştu.
Basın ve yayımcılıktan gelen Aziz yavuzdoğan Gelişim Yayınları, Kıbrıs (KKTC) gazetesi ve Milliyet gazetesinde çalıştı. Ayrıca forumedebiyat ile FE Dergi’yi yayımladı.
SiyahBeyaz’dan çıkan kitabın kapaktaki tam adı: Tin ve Ten şiir izleri-seviştikçe hayatla, ölüm dedikodu üretir…
Kitaba genel olarak bakıldığında Ruhsal ve bedensel gelgitlerin bütünlüğündeki yansımalar olabildiğince kesik (…  üç noktalarla, HE)  ve kısa verilmiş. Bunlardan sekizi diğerlerine göre daha uzun; Nu, dilaltı bakla, sığınak, mübbete dair ayıp şeyler (müebbete, olmalı; [Aynı başlığın altındaki ikinci bölümün ikinci dizesi: “müebbete mahkum ayrılıklar” ] HE), zor, sırat,  gel-git, çivi yazısı.
Ten ve Tin’de bölümler görülmese de 43. sayfadaki iki dizelik “itiraf” bir sonraki sayfanın (44) yol göstericisi oluyor “sığınak’la. Okur bunu “itiraf” başlığı altındaki
[ (“sığınak”ın şifresi)]   adlı tamlama açıklaması ile görebiliyor. (köşeli ayraç bana ait, HE) 
Yavuzdoğan, yaşam ile birey arsındaki ilişkileri irdelerken bir yandan uzakdoğu felsefesini öne çıkarır, öte yandan da tasavvufa yöneliyor. Özellikle de sonlara doğru Alevi ve Bektaşi “nefes”lerindeki deyişler yer alıyor dizeler arasında.
Bunu  “Vahdetname”deki (Harabi) **şu dizelerde görebiliriz.

“Daha Allah ile cihan yok iken
  Biz anı var edip ilan eyledik
  Hakk'a hiçbir layık mekan yok iken
  Hanemize aldık mihman eyledik”      (Vahdetname’den)


“ Allah ile burda birleştik
  Nokta-i amaya girdik birleştik
  Sırr-i Kunt u kenzi orda söyleştik
  İsmi şerifini Rahman eyledik”                (Vahdetname’den)


nokta-i amaya yol alıp, sırr-ı mihman eyledik
                                                                  (S. 63, Tin ve Ten)

Yavuzdoğan’da aşk, dizeler arasında ya örtülü ya da açık olarak gösterir kendini. Bu sözcük (aşk), kullanılmadığı zaman okur “aşk”ı dizeler bağlamındaki çağrışımla çıkar. 

yön
ölümden vazgeçmektir her defasında
bir insanı sevmek…”       (s.16)

Aşk, kitabın başlığıyla da bütünleştirildiğinde bu kavram ilkin soyut, içe dönük olarak belirir dizeler arasında. Uzakdoğu felsefesi ve tasavvufi çağrışımlardaki didaktik oluşum ise kimi zaman yaşamsal bir birikimin özünü sezdirir.

oltaya balık
hayata güvenmek
ölümü
yalan kılar…”                   (s.16)
                           
   “  dua      
 halden anla Tanrım!
  meşru bir günahtır
                      aşk…”            (s. 25)

İlerleyen sayfalarda “aşk” bu iki felsefe (Uzakdoğu – tasavvuf) arasındaki geçişlerle yaşamsal gerçeklikte “ten”sel isteklere yönelip içsel ve tinsel özelliğinden sıyrılarak bedensel bir arzunun yaşamsallığına varır. Bu, 40. sayfada “uçkurluk”la başlayarak 54. sayfadaki “zor” a dek sürer.
kamasutra
dirilince sertlik yanlısı
kel kafalı bir kesişin
duası..
huzura eresin diyedir ey sevgili
içine diri diri gömdüğüm
yeşim sapın gölgesi…”       (s. 42)

Kamasutra, Hindistan dilinde zevklerin kitabı olarak adlandırılıp eşleşme ve beraberce sürdürülen bir yaşama sanatı olarak düşünülse de cinsel isteğin giderilmesi olarak da kullanılmaktadır. En son dizede yer alan yeşim sapı tamlaması uzak doğu (Çin) kültürüyle ilgili olan Taocu bir yaşam felsefesini ortaya koysa bile diğer anlamıyla erkek cinsel organına verilen addır.
Bu açıdan bakıldığında tin’sel olanın ten’sele dönüştüğü yoksanamayacaktır.
Alttaki şu örnek de yaşam ile yaşam süresi arasındaki uzaklığın içinden geçen bireyin birey olmadan önceki (kuyruklu yıldız) varlığının geçtiği yolu imliyor.

                                                  “Kuyruklu yıldız
onbeş santimlik yoldan geldiğini sananlar için
                                       hayat ne kadar kısa…”  (s. 51)

Tin ve Ten’de genç kuşağın kavrayamayacağı, tasavvufu öne çeken Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalar görülüyor; mağfiret,  hissi kablel vuku, nokta-i amaya, sırr-ı mihman, kenz-i mahfi, berzahtan.
Bunun yanı sıra “gökyürek”, “yeryürek”  ve “düşkıran” gibi çağrışımsal etkisi yüksek bileşik sözcükler de yer alıyor dizeler arasında ve başlıkta.
“………
gökyüreğin ağıdına büründü temmuz.
siyah
gölgesine çekildi,
yeryürek
uykuya… “                     (s. 60, çivi yazısı)

“düşkıran”                   (s. 13)

Yavuzdoğan’ı didaktizme götüren ve dizeleri esneklikten kaydıran dize sonlarındaki “koşaç”lar gözden kaçmamaktadır.

       “  küllerim kanattandır ve
                                Anka’dır
                     doğduğum yer…”   (s.9)


“ sırrı çözmek değildir marifet
                       sırra ermektir
                     kızoğlankız bir
                              mağfire…”   (s.11)  (vurgular bana ait, HE)

Sonuçta, bir iç sarımın birey yalnızlığında “ben”e dönük seslerin zaman zaman yaşamsal gerçeklikle öne çıktığı sesler  Tin ve Ten’de “..ve” ile noktalanıyor.

                           ..ve
      dil sessizliğe gömüldüğünde
      dudaklar da ruhuna
      kavuşur!”

*Aziz Yavuzdoğan, Tin ve Ten Şiir İzleri- seviştikçe hayatla, ölüm dedikodu üretir…, SiyanBeyaz Kitap, Temmuz 2011, İstanbul, 65 sayfa.
** www.itusozluk.com/goster.php/vahdetname               


6 Kasım 2011 Pazar

BIÇAK...

parıldayan şeyler,
bazıları için
ölmek gibi 

bir şeydir... 

aziz yavuzdoğan




24 Ekim 2011 Pazartesi


PENCERE
bir sığırcık göçüdür bu
rüzgarın saçlarını 
acıtan...

aziz yavuzdoğan
istanbul, 23.10.2011
‎"insan" olmak çok zor.. fakat biz ısrarla ve inatla zoru başaranlardan, o güzelliği yaşayanlardan olacağız! 
-a.y.
ayaklarımızın altına insanlığı aldıkça, üstümüze çöküyor toprak.. 
..ve galiba bu gidişle, başımızı yasladığımız bulutlar da ağlamayacak... 


-a.y.

21 Ekim 2011 Cuma

bana bir boşluk yeter..
..yeter ki;
senden kalsın!

aziz yavuzdoğan
21.10.2011, istanbul

20 Ekim 2011 Perşembe

ırmak akar gider gitmesine de
taşıyıp toprağı götürür
ve bir ses bırakır kıyıya
o ki sağır bir gök gürültüsüdür... 


aziz yavuzdoğan
20 ekim 2011, istanbul

1 Ekim 2011 Cumartesi

"YAZISIZ ŞEYLER" KARİKATÜR SERGİM 8-30 EKİM TARİHLERİNDE KÜÇÜKÇEKMECE'DE...



"30. Sanat Yılı"m kapsamındaki karikatür sergilerimin beşincisi Küçükçekmece Belediyesi'nin katkılarıyla Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi'nde karikatürseverlerle buluşuyor...


8 Ekim Cumartesi günü saat: 15.00'te açılışı yapılacak "Yazısız Şeyler" karikatür sergim 30 Ekim'e kadar izlenebilecek... 

bu yılın başında memleketim Eskişehir'de, Anadolu Üniversitesi'nin katkılarıyla başlangıç alan 30. sanat yılım adına düzenlediğim "Yazısız Şeyler" adlı karikatür sergilerim, kurum ve kuruluşların destekleriyle sürüyor... 

geçtiğimiz Mayıs ayında İstanbul Mizah Festivali kapsamında Beyoğlu'nda, Haziran ayında Köyceğiz Belediyesi ile Köyceğiz Sanat Evi'nin katkılarıyla Köyceğiz'de, 5-13 Eylül tarihleri arasındaysa Altınoluk Belediyesi ile Tarihi Antandros Kentini Yaşatma Derneği'nin katkılarıyla Altınoluk'ta Tarihi Abdullah Efendi Konağı'nda gerçekleştirdiğim "Yazısız Şeyler," Kasım ayında Ankara'da, Aralık ayında da İzmir'de karikatürseverlerle buluşacak...

YAZISIZ ŞEYLER KARİKATÜR SERGİSİ
8-30 Ekim 2011, Halkalı-Küçükçekmece

Yer: Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi,
Atakent Mahallesi, Halkalı Toplu Konutları 2. Etap girişi,
Halkalı, Küçükçekmece-İstanbul
Tel.: 0212-693 0 816

Açılış: 8 Ekim Cumartesi
Saat: 15.00


14 Eylül 2011 Çarşamba

14-18 EYLÜL TARİHLERİ ARASINDA SULTANAHMET'TE GERÇEKLEŞECEK "BABIALİ GÜNLERİ"NDE KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ STANDINDAYIM...


4. Babıali Günleri, Sultanahmet Parkı’nda 14-18 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin İstanbul Valiliği işbirliği ve Fatih Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapacağı etkinlikte konserler, sergiler, imza günleri, paneller yer alacak. Gazeteler, dergiler, internet siteleri, yayınevleri okurlarıyla, televizyonlar izleyicileriyle,  radyolar dinleyicileriyle Bâbıâli’de buluşacak.

Gelenekselleşen etkinlik radyo ve tv’lerin canlı yayınlarıyla medya ve halkı birleştirecek. 

KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ:
"Babıali Günleri" etkinliklerinde geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Karikatürcüler Derneği bu yıl da karikatür sergisi, imza günleri ve söyleşiler ile yer alacak.

PROGRAM:
14 EYLÜL ÇARŞAMBA:
Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü sergisi. (etkinlik süresince açık)
Cihan DEMİRCİ imza günü ve söyleşisi. (saat: 14.00-16.00)

15 EYLÜL PERŞEMBE:
Ergin GÜLEN imza günü ve söyleşisi.(saat: 14.00-16.00)

16 EYLÜL CUMA:
Aziz YAVUZDOĞAN imza günü ve söyleşisi. (saat: 14.00-16.00)

17 EYLÜL CUMARTESİ:
Bülent KARAKÖSE imza günü ve söyleşisi. (saat: 14.00-16.00)

17 EYLÜL PAZAR:
Kamil YAVUZ imza günü ve söyleşisi. (saat: 14.00-16.00)

(not: etkinlik süresince her gün dernek standında bulunacağım, dostlara duyurulur. tüm karikatürcü arkadaşların ve karikatürseverlerin ziyaretlerini bekliyoruz.)

12 Eylül 2011 Pazartesi

ömrümün en doğru olan yanlışı..
..sevdiğim kadınların gitmelerine
izin vermekti!

(a.y.)

1 Eylül 2011 Perşembe

"YAZISIZ ŞEYLER" KARİKATÜR SERGİM 5-13 EYLÜL TARİHLERİ ARASINDA ALTINOLUK'TA...


Bu yıl başında memleketim Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi'nin katkılarıyla başlangıç alan 30. sanat yılım adına düzenlediğim "yazısız şeyler" adlı karikatür sergilerim kurum ve kuruluşların destekleriyle sürüyor... 

Mayıs ayındaki İstanbul Mizah Festivali kapsamında İstanbul-BeyoğluHaziran ayındaki Köyceğiz Belediyesi ile Köyceğiz Sanat Evi'nin katkılarıyla düzenlenen Köyceğizsergilerimin ardından 5-13 Eylül tarihleri arasında Altınoluk Belediyesi ile Tarihi Antandros Kentini Yaşatma Derneği'nin katkılarıyla Altınoluk'ta Tarihi Abdullah Efendi Konağı'nda gerçekleşecek... 

Önümüzdeki Ekim ayında Küçükçekmece Belediyesi'nin katkılarıyla Halkalı Kültür Merkezi'nde, Kasım ayında Ankara'da Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde, Aralık ayında da İzmir'de Konak Belediyesi'nin katkılarıyla Alsancak Kültür Merkezi'nde kesinleşmiş sergi programlarımız var...

Böylelikle 2011 yılını "her türlü ahval ve şerait içinde" 
7 sergiyle kapatmış olacağız şükür! 




13 Ağustos 2011 Cumartesi

SAYGI DURUŞU...

bir solukluk diriliş vaktidir ki gömer uykuyu
bilmezsin sen bu kaçıncı duyu...

geceye sığmayan bir avuç can alıcı uzaklık
iyi ki yanımda değil korkuların artık
!


aziz yavuzdoğan

10 Ağustos 2011 Çarşamba

KADINLAR ve ERKEKLER...

birbirlerinden ne yer, ne içerler
sofralarındaki güvercin ağzı
zeytin tanesi 
küskünlüklerden 
başka¿!


aziz yavuzdoğan
istanbul, ağustos 2011

6 Ağustos 2011 Cumartesi

BOHÇASINI TOPLAYIP GİDEN MIZIKÇI...

                       - karaliçe'ye
ele avuca sığmaz üzüm tanelerin eskidi
ve salkım saçak saman alevi
döş yangının...

çıkınında yeşerttiğin o büyülü resim ölü izlerinden 
boyası gömülü bir kandırmaca...

rahatlat ruhunun çöküntü istikametini
onca adama kapandığın mağarandan
küsüp barışarak yeniden yeniden
ve doğur defalarca  
yağmalanan
kendini...

öğren artık bu sınıfta kalmak ebedi...

aziz yavuzdoğan
6.8.2011, istanbul

23 Temmuz 2011 Cumartesi

MUGAYLAN

aşk; iç çekmeye mahkum bir adımdır
yalınayak yürür gider damardan...

kırlangıçlar hep narin göçlerini taşır

ki; acının vakti dolmaz...

aziz yavuzdoğan

(Tin ve Ten)

16 Temmuz 2011 Cumartesi

RESMİN İÇİNDE BİR MASAL IRMAĞI UYUR...

şiir akar bir çocuğun berrak sevinciyle
ve bu adamın avuçlarında hayat 
durulur... 


aziz yavuzdoğan
15.7.2011, istanbul

13 Temmuz 2011 Çarşamba

dünyayı ilk keşfettiğim gündür gözlerinle karşılaştığım...

bir yaz mevsimiydi yakalandığım
ki; dudağında yolların çocuksu gülüşü vardı
rüzgarında o genç cömert koku ve
yeryüzünü okşayan
kutsal yanağın..

ülkemin avlusunda hasretin çağla tadıydı sende anımsadığım
kalbimde uyuyakalmış bir bahar adı...

renklerin içinde saklı bir gelinciksin elinden tuttuğum çocuk
sarılıp kokladıkça yaprakları kanayan kırmızı...

üstümüz başımız şiir oldu Tanrı’nın küçük kızı
üç gün boyunca...

koparmaya gelmez bu hayat sırrı
bizde kalsın...


aziz yavuzdoğan
13.7.2011, istanbul

DİCLE


- hiç tanımadığım genç bir kızın ölümüne duyduğum acıdır.

dağlar diz çöküyor şimdi 
sen 
içten içe 
kan 
akarken!  

aziz yavuzdoğan
12.7.2011, istanbul