31 Aralık 2010 Cuma

hicvi takvim / ikibinlerin onuncu yılı.. onikinci ayı.. sonuncu gün...


NOTLAR:
muhabbet, kuşun uçmasıdır.
ne zaman ki kanadı kırılır,
kaçmayı düşünür.
--
halden anlamadı ki  "çok sevgi"li Tanrı.
oysa meşru bir günahtı "aşk!"
--
onbeş santimlik yoldan geldiğini sananlar için
hayat ne kadar da kısa!
--
ben gidiyorum artık 2010'dan..
..2011 girsin kalanların kıçına!

25 Aralık 2010 Cumartesi

yanakların avuçlarımda kalsaydı..
..kış mevsimi hiç uğramazdı!
(a.y)

21 Aralık 2010 Salı

iyiyken iyiyiz, alaza tutulur güneş..
..sonra birden hükmün düşer ki, arsızmış gölgem!
(a.y)

19 Aralık 2010 Pazar

DÜŞKIRAN/zihninizdeki hizmetkar görüntüden siz sorumlusunuz.. o fotoğraftaki oyuncu ben değilim!
(a.y)

8 Aralık 2010 Çarşamba

güpegünlük!
iç kanamaların gerçek yüzüyle buluşma günü, bugün..
ve birazcık hastane günleri başlıyor!
(a.y)

19 Kasım 2010 Cuma

ne büyük bir boşluğu dolduruyormuşsun meğer..
..seninleyken farkındaydım da;
fakat gittiğinden beri o boşlukta
bu koca adam da artık yok!
(a.y)

YİN-YANG

biz alevi besledik sevgilim..
..o ki; önce bizi, sonra kendini
tüketti!
(a.y)

18 Kasım 2010 Perşembe

...
alışmak zor da olsa birbirimizden gün geçtikçe daha da uzaklaşıyoruz. 
uzaklaşmak derken..
..kalplerimizden söz etmiyorum.
ben yine seninleyim, sen benimlesin.
bazen araya giren bu sessizlik beni çok yakıyor.
cehennem ateşi bu olsa gerek, diyorum.
aramalarını,
"aşkım!" dediğinde 
kimsede bulunmayan o heyecanını
çok özlüyorum.
hem de çooookk!
çoğu zaman da;
hayatının düzene girebilmesi adına
böyle olması gerek, diye düşünüyorum.
ikimiz için de çok zor..
..ama bunu başaracağız!
ne garip, ne karmaşık bir durum.
biz; bir araya gelmek için değil,
ayrılmamız gerektiği gerçeği üzerine
çaba gösterdik/gösteriyoruz.
bizi bekleyen ayrılığa doğru bilerek yol almıştık zaten. bu gerçekten daha çok acıtan ne olabilir!?
fakat, hayatımın 
"hiç batmayacak güneşi" olarak
içimi ısıtacak ve 
ruhumu aydınlatacaksın 
sonsuza kadar!

(a.y)

13 Kasım 2010 Cumartesi


SÖYLENCE
saklambaç oyunudur
aşk...

sobelendiğin an kadar
çocuklaşmak...

budur 
bütün eğlendiğin...

aziz yavuzdoğan

8 Kasım 2010 Pazartesi

"NASIL KARİKATÜR ÇİZEBİLİRİM?"



basit yöntemlerle ve örnekleriyle,
alıştırmalı çizim tekniği ve
bilgilendirme kitabım çıktı.

tam 34 konu başlığı, 80 sayfa.
7'den 77'ye
karikatür çizmeyi öğrenmek isteyen
herkes için...

fiyatı: 20 TL.

ödemeli isteme adresi:
azizyavuzdogan@gmail.com

6 Kasım 2010 Cumartesi

eteklerinden uzanır ya hani o zirve yolu.. sert ve dik yamaçlarımdan birlikte tırmanış.. uçurum bekler muhakkak dönüşte, o kalp atışlarını.. sağ-salim sakinleşmeyi düşünmek, kimin umuru! 
(a.y)

1 Kasım 2010 Pazartesi

körümserlerin küçük karanlığını, sözümona ampül aydınlatır..
..bilge kişi ise, şu koskoca evrende kendi kutsal ışığını yaratır!
(a.y)

29 Ekim 2010 Cuma

beni çıplak mı görmek istiyorsun sen?..
..bekle ki; sıyrılmış olayım bedenimden!
(a.y)

26 Ekim 2010 Salı

bulunduğun yer; "tırnaklarınla kazıdığın yer" ise..
..çukurda olmak, yüksekten bakmaktan yeğdir!
(a.y)

23 Ekim 2010 Cumartesi

içimizde taşıdıklarımızdır..
.."ağır yük" denilen!
(a.y)

5 Ekim 2010 Salı

açık olmaya müsait zihinlere konuşmalar..

evlat dedi ki:
"üstat! öğretilerini yanımdan ayırma..."
üstat dedi ki:
"evlat! ben de yolcuyum tıpkı senin gibi.. ama birlikte yola çıkamayacağımız gerçeğiyle, asla sana eşlik edemem.. ancak beni takip edebilmek gibi bir şansın var.. fakat unutma ki; kendi yolculuğundan sen sorumlusun!"

(a.y.)

21 Eylül 2010 Salı

15 Eylül 2010 Çarşamba

kaybedecek bir şeyim yok, diyemiyorum..
..varlığın, işte böyle bir işkence!
(a.y)

14 Eylül 2010 Salı

TRT Radyo1'e konuktum..

TRT Radyo 1'de yayımlanan kültür sanat programı "Renkli Anlar"ın canlı yayın programına konuk oldum.. Program yapımcısı Serpil Erim ve sunucu Tülin Öztürk Ekici ile stüdyoda... (13 Eylül 2010 pazartesi)

9 Eylül 2010 Perşembe

iyi bayramlar..

bizlere "tövbe" dayatan zihniyeti her alt edişimiz de..
..ayrı bir bayram sevincimiz olsun!
insanların büyük bir çoğunluğu..
.."inandığım" dediği, fakat aslında
"aldandığı" şeylerin uykusundalar!
(a.y)

7 Eylül 2010 Salı

açık olmaya müsait zihinlere konuşmalar..

evlat dedi ki:
"üstat! tövbe deyince geçer mi her şey!"
üstat dedi ki:
"evlat! açamazsın kanatlarını, yakalanmışsan bu cellatlar sürüsüne!"

(a.y.)
boşuna ağıtlardır yakılan..
..kilitsiz vedaların ardından!
(a.y)


4 Eylül 2010 Cumartesi

ben toprağın eski kokusuyum sevgilim.. 
..sen ise ömrümün gökyüzüne taze bakışı!
(a.y)


3 Eylül 2010 Cuma

yazısız şeyler../ referandum karikatürleri...

yazısız şeyler../ referandum karikatürleri...

yazısız şeyler../ referandum karikatürleri...

yazısız şeyler..

yazılmamış öykülerimden kısa alıntılar..


BEBEK
....
Kadın bir “Mikroenjeksiyon Merkezi”nde doktor, adam ise ultrason cihazları satış temsilcisiydi…

Genç kadın, o akşam büyük bir heyecanla geçti bilgisayarının başına.

Mesleki forum sitesinden tanıştığı adamla “messenger”da sohbet edecekti ilk kez.

Daha yakından tanımaya başladılar birbirlerini. 

Her ikisi de boşanmışlardı.
Kadın hiç çocuğu olmadığını, adam da bir çocukları olduğunu ama kaybettiklerini söyledi. Her ikisi de sorduklarına pişman oldular ve çok üzüldüler.

Birkaç dakika karşılıklı bir suskunluktan sonra kadın merakını yenemeyerek, adamdan ölen çocuğunun bir fotoğrafı olup olmadığını ve sakıncası yoksa kendisine gönderip gönderemeyeceğini sordu.

Adam kısa sürede bir dosya yolladı ona yanıt olarak.

Kadın dosyayı açtı.

Ultrasonda çekilmiş dört haftalık bir embriyo resmiyle karşılaştı.

Birden bebek çığlıkları yayıldı evrene... 

...
aziz yavuzdoğan (23.11.2007, istanbul)

merak et ve yaşa..
..tecrübe, kaybetmek değildir!
(a.y)